twitter
rss

Televizyon görsel ve işitsel duyulara yönelik etkili bir araçtır. Olumlu etkilerinin yanı sıra dikkat edilmediğinde birçok olumsuz etkilere de neden olabilmektedir. Çocukların zamanlarının büyük bir bölümünü televizyon izleyerek harcarlar.Özellikler çocuklara yönelik programlar oldukça azdır.Ve çocukların daha çok yetişkinler için hazırlanan programları izlemeleri olumsuz etkilere neden olabilmektedir.


Birçok okulöncesi dönem çocuğu için televizyon bir elektronik çocuk bakıcısı niteliğindedir.Çocuk dünyaya gelir gelmez anne kendine ve ev işlerine zaman ayırmak için bebeği saatlerce televizyon karşısında bırakabilmektedir.Bu durum çocuğun gelişimini iyi yönde ve kötü yönde etkilemektedir.İyi bir gözlemci olmak gerekir.Dikkat etmek gerekmektedir.

Bazı anne-babalar çocuklarının televizyon izlemelerini ergenlik dönemine kadar kısıtlamaktadırlar.Fakat televizyonun en fazla ilkokul çağlarındaki çocuklar tarafından izlenildiği bilinmektedir. Bu nedenle anne-babaların çok az yol gösterici olduğu durumlarda; çocuklar televizyon önünde saatlerce oturmakta ve kendilerini dış dünyaya kapamaktadırlar.

Çocuklarda saldırgan davranışlar ve oyunun etkisi;

Televizyonun çocukların saldırgan davranışlar geliştirmesinde etkisi büyüktür.Televizyonda gösterilen şiddet içerikli yayınlar ile çocukların saldırgan davranışları arasında bir İlişkinin olduğu görülmektedir. Televizyon ve saldırganlık konusunda özellikle televizyonun sekiz- dokuz yaşlarındaki çocukların davranışlarını etkilediği ve 10-11 yaşına kadar televizyonda izlenilen şiddet içerikli yayınlar İle çocukların saldırgan davranışları arasında Önemli bir etkisi olduğu söylenebilir.Televizyondaki şiddet çocuklardaki şiddet eğiliminin tek ve en önemli kaynağı olmayıp, çocukların şiddet içeren programlardaki karakterleri taklit etmeleri onlardaki saldırganlığın önemli bir kaynağı olabilmektedir.
Oyun üzerinde televizyonun etkisi;

Çocuklar  okuldan ve oyundan arta kalan zamanlarının büyük bir bölümünü televizyon karşısında geçirmektedirler. Çocuklar için  büyük bir öneme sahip olan televizyon dolayısıyla çocuğun hem oyun zamanım hem de diğer serbest zaman etkinliklerine ayıracağı zamanı etkilemektedir.
Televizyon çocukların oyun oynamaya ayırdıkları zamanı azaltır.
okulöncesi çocuklarda ise çok fazla televizyon izleyen çocukların daha az konuştukları, daha az hareket ettikleri, objelere karşı daha az saldırgan oldukları, odadan daha az ayrıldıkları bulunurken; daha az televizyon izleyen çocukların farklı aktivitelere karşı kendi kendilerini daha fazla uyardıkları bulunmuştur.

Öneriler;
Okulöncesi dönem çocukları için bir nesneyi göstererek onun ismini söylemek dil gelişimi açısından başvurulan etkili bir yöntemdir. Televizyonda göreceği nesneler çocuğun günlük yaşamında göreceği nesnelerden daha çok olacaktır. Okulöncesi çocuklarının televizyon izlerken anneleri ile programla ilgili konularda konuşmaları ve annenin çocuğa sorular sorması ve onu yönlendirmesi çok önemlidir.Çocuğun doğru sözcükleri pekiştirmesi ve sözcük dağarcığını geliştirmesi açısından yararlı olabilir. Ancak televizyon programlarındaki konuşmalar daha çok günlük konuşma şeklinde olduğundan farklı sözcüklere çok fazla yer verilmez ve aynı sözcükleri tekrarlama oranı fazladır. 
Özellikle okulöncesi dönem çocukları, görerek ve duyarak öğrendikleri şeyleri daha iyi hatırlarlar.Onların zihinsel süreçleri için eğitici çocuk programlarından daha iyi yararlanılabilinir.


Televizyonun çocuğun gelişimi üzerinde yaratabileceği olumsuz etkileri;

 - Anne ve babanın yada ebeveynin program seçme ve gerektiğinde televizyonu kapatma alışkanlığını kazanması,
 - Çocukların yoğun olarak televizyon izledikleri saatlerde yayınlanan programların kontrol edilmesi,
 - Anne ve babaların çocuklarının izleyecekleri televizyon programları konusunda bilinçlendirilmesi,
 Kaynakça: annelikvebebek.blogcu.com  
 x-paylasim.com

Yayınlayan : Fatma Yardımcı


Özel gereksinimi olan çocukların erken teşhis ve tanısı günümüzde önemini kanıtlamış bir gerekliliktir. Çocuğun sorunu ne denli erken belirlenirse, gereksinimine uygun türde bir eğitim programına o kadar erken yaşta yerleştirilebilir.

Erken dönemde eğitimin özel gereksinimi olan çocuklara etkileri ile ilgili araştırmalar incelendiğinde; erken çocukluk eğitimi programlarına katılan bebeklerin katılmayanlara göre gelişimlerinin hızlandığı, bilişsel, sosyal ve dil becerilerinde artış olduğu, hatta fiziksel gelişimlerinin bile farklılaştığı görülmektedi.
Eğitimde fırsat eşitliği ilkesi ve bireylerin kendileri için en az kısıtlayıcı çevrede eğitilmesi gerektiği görüşünden kaynaklanan entegrasyon; özel gereksinimi olan bireylerin, gereksiniminin tipine, derecesine ve kullanılacak kaynakların tanıdığı olanaklara bağlı olarak, mümkün olduğunca normal okul programlarına yerleştirilmeleri ve yaşıtlarıyla eşit eğitim koşullarında birlikte eğitilmeleri süreci olarak da tanımlanabilir .
 
Özel gereksinimi olan çocuğun gereksiniminin türü, derecesi ve sahip olduğu uyumsal davranış repertuarı çok önemli olmakla birlikte, engelli çocukların entegrasyon programına alınmaları için en uygun dönem okulöncesi yıllarıdır . 
Entegre okulöncesi eğitim programı planlanırken bazı önemli noktalara dikkat edilmelidir. Program planlanırken gruptaki çocukların sayısı sınıfın büyüklüğüne göre belirlenmelidir. Sınıftaki engelli ve normal gelişim gösteren çocukların durumuna göre, eğitim ortamının düzenlenmesi yoluna gidilmelidir. 
 
Etkinlik programının düzenlenebilmesi için engelli ve normal çocukların seviyelerinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Çünkü çocuklar aynı etkinlikte kendi seviyelerinde deneyim kazanmaktadırlar. Dolayısıyla program etkinliklerinin de her düzeydeki çocuğun katılabileceği şekilde dizisel olarak basamaklandırılması ve çocuklardan seviyelerine uygun bir katılım beklenmesi gerekmektedir. Örneğin; Dramatik oyun etkinliği planlanırken çocukların katılım seviyeleri şu şekilde olabilir: (Düşükten Yükseğe)
 
1. Bir nesne ile kendi başına oynar, giysileri giyer.
2. Akranlarının yakınında oynar.
3. Diğer bir çocuğun oyununda pasif rol alır.
4. Akranlarıyla birlikte, ancak etkileşim kurmadan paralel oyun oynar.
5. Nesneleri paylaşarak, sözel ya da sözel olmayan etkileşimde bulunarak kooperatif oyun oynar.
6. Rol alarak dramatik oyuna katılır.
7. Çocuklarla bir dramatik oyun başlatır .
Ayrıca eğitim programı esnek, yani çocukların o anki ilgi ve gereksinimlerine göre gerekli uyarlama ve değişikliklerin yapılabileceği nitelikte olmalıdır. Ancak etkinliklerin çocukların tahmin edebileceği belirli bir sırası da olmalıdır. Bu durum esneklik görüşü ile çelişkili gibi görünmekle beraber çocukların etkinliklerin sırasını bilmesi kendilerini rahat hissetmeleri bakımından önemlidir.
    
kaynakça: http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/144/avci_ersoy.htm
www.okuloncesiyizbiz.com

Yayınlayan:Fatma Yardımcı 

Çocuk için oyun vazgeçilmez bir iştir.Maria Montessori "oyun çocuğun işidir"demiştir.Çocuk için oyun bir iş ve bir uğraştır.Çocuk oyunla yaparak,yaşayarak deneyimler kazanır .Çocuk oyun oynayarak  deneyimleyerek öğrenir.Merak,araştırma,kendini geliştirme ve yeni olayları,bilgileri deneyimleyerek tecrübeler edinir.
Oyun her nekadar çocuğun vazgeçilmezi ise de ailenin sosyo-ekonomik durum önemli bir yer teşkil eder.


Çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarının farkında olmak gerekir.Bunun yanı sıra her çocuğun gelişimi aynı olmamaktadır.Bu durumda anne,baba veya evebeynin
çocukla birebir oyunlar oynaması çok önemlidir.Böylelikle çocuk dikkatini gerçeğe yöneltebilecektir.İlgisini evebeynine yöneltecek ve hayali kahramanlarla oynadığı oyunları ikinci plana atabilecektir.Aile ile çocuğun oyun oynaması çocuk için önemlidir.Anne ve baba çocukla kaliteli zaman geçirebilmelidir.Ev oyunları hem ekonomik ve hemde gerçekçidir.Çocukla hoş vakit geçirmek onunla gerçek nesnelerle oyunlar yaratıp paylaşmak oldukça güzel bir yöntem olacaktır.

Bugün yeğenim Muhammetle bunu yaptık.Oldukça canı sıkılmıştı ve hastaydı.Muhammetin ziyaretine gittiğimde keyifsizdi.Henüz 5 yaşında Muhammet.Ve yaşıtları gibi hayali kahramanları ve hayali oyunları oldukça fazla ve bu Ona keyif veriyor.Mutfaktaki tüm kesme şekerleri aldım.Ve Ondan bir kule yapmasını istedim.Oldukça eğlenceli bir oyun oldu.Bundan keyif aldı ve hoş vakit geçirdi.Ve 4 mandalina ve 3 yeşil elma ile oyunumuza devam ettik.Matematik kavramlarına bir göz attık.Oldukça başarılı olması beni mutlu etti.Önce meyveleri yanyana dizdi ve ardından meyveleri renklerine göre ayırdı.Daha sonra aynı olanları eşleştirdi.Ve toplamda 7 tane olduklarını sayarak söyledi.Önce Türkçe ve daha sonra İngilizce saydı.Tüm meyvelerin içinden 5 adet çıkardığında kaç tane kaldığını söyledi.Ve çıkarmadan sonra tekrar yerine 5 tane koyduğunda 7 tane olduğunu söyledi.Muhammet hem inanılmaz eğlendi ve hemde çıkarma ve toplama gibi işlemleri başarıyla gerçekleştirdi.Tabiki bende Muhammeti ödüllendirdim.Birlikte portakal sıktık ve portakal suyu içtik.

Özen göstererek ve yaratıcılıkla başarılabilecek çok güzel paylaşımlar vardır.Çocuğun ilgisini çekmek ve ona birşeyler kazandırmak bizlerin elindedir.Ekonomik ve gerçek nesnelerle ev oyunları oynamak gerçektende çok keyifli oluyor.Çocuğun merak duygusunu,keşfetmesini ve problem oluşturarark yaparak yaşayarak öğrnmesini teşvik edebiliriz.Sadece ufak dokunuşlar ve severek yapmak önemli..
Teşekkürler
Fatma YARDIMCI

Üstün Zekâlı Çocuk; 

Üstün zekâlı çocuk, özel akademik alanlarda veya zekâ, yaratıcılık, sanat ve liderlik kapasitesi yönüyle yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren ve bu tür yeteneklerini geliştirmek için okul tarafından sağlanamayan hizmet veya faaliyetlere gereksinim duyan çocuktur. 

Üstün zekâlı çocuklar, genellikle, kendi takvim yaşına ait gelişimsel standartlara uygun gelişme göstermezler. Onlar, yaşıtlarının ilgi duyduğu oyunlardan daha gelişmiş oyunlarla ilgilenirler ve genellikle eğitim alanında yaşıtlarından daha ileridedirler.

Üstün Zekâlı Çocukların Genel Özellikleri

Üstün zekâlı çocuklar, doğumdan itibaren farklı bir gelişim düzeyine sahiptirler.
Üstün zekâlı çocukların bedensel ölçüleri, ortalamanın üzerindedir.
Genelde, okuma-yazmayı okula başlamadan önce öğrenirler.
Üstün zekâlı çocuklar, çevreye karşı aşırı ilgi duyar ve sürekli soru sorarlar.
Üstün zekâlı çocuklar, olayların nedenleri ve etkileri üzerinde çalışmaktan hoşlandıkları için dikkatlerini bu yönde yoğunlaştırırlar.
Üstün zekâlı çocuklar, belli bir birikimle okula başlarlar.

Üstün Zekalı Çocukların İhtiyaçları
Üstün zekalı çocukların zihinsel heyecan, güçlüklerle mücadele, yaratıcılık, keşfetme ve üretme açısından beklentileri yaşıtlarına oranla daha fazladır. Okul öncesi dönemde, üstün zekalı çocukların zihinsel gelişimi, aile içinde edindikleri deneyimlere bağlıdır. Bu nedenle, üstün zekalı çocuğu olan ailelerin, çocuklarının özelliklerini ve ihtiyaçlarını mutlaka bilmeleri gerekmektedir.

Üstün Zekalı Çocukların Hakları

Kendisinin “üstün yetenekli” olduğunu bilmeye hakkı vardır.
Her gün yeni bir şeyler öğrenmeye hakkı vardır.
Yetenekli olduğu alanları geliştirme arzusu içinde olma hakkı vardır.
Yetenek alanları dışında bir kişiliğe sahip olma hakkı vardır.
Başarıları hakkında kendini iyi hissetmeye hakkı vardır.
Hata yapma hakkı vardır.
Yeteneklerini geliştirmek için rehberlik / danışmanlık hizmeti almaya hakkı vardır.
Kendisini geliştirmek istediği yetenek alanlarını seçme hakkı vardır.
Her alanda üstün başarı gösterme mecburiyeti yoktur.


Kaynakça: http://www.ustunzekalicocuk.com/
              www.cocukdayaparimkariyerde.com
              www.ustunyetenekli.com
Hazırlayan:Fatma Yardımcı